Görüntünün hakim olduğu ve görünürlüğe göre değer anlayışının yerleştiği (maalesef..!) bir zamanın tanıklarıyız. Ölçü yanlış olduğundan hakiki DEĞERLERİMİZ’in kıymeti yeterince bilinmiyor. İslam medeniyetinin mensupları olan bizler.. kaliteyi, mahallede, camide ve sokakta aramıyoruz artık, daha doğrusu kaliteye KALİTE diyecek İSLAM REFERANSLI bir refleks değerler sistemimiz yok demiyorum ama çok ciddi anlamda aşınmış..! Dolayısıyla sorunlarımızın kaynağının ekserisi; şartlar ne kadar değişirse değişsin KENDİ DEĞERLERİMİZLE bir bütün olarak yaşayamamak..! Oysa beli bükülmüş Bayram ağabey, bunu gayet iyi yapmış, yapıyor..! Bayram ağabey, beli bükülmüş ihtiyarlığına rağmen, prostatına rağmen 50 yıldır camii cemaatinin İLK TEKBİRİNİ KAÇIRMIYOR..! Bizleri de Bingöl’den Malatya’ya getiren şey bu KARARLILIK ve KAHRAMANLIKtı. Elhamdülillah..
Evet, Bayram ağabey tecrübesi yaşadım bugün; size abartı gelse de kendi kanaatimi yazacağım; yüzlerce kitap ve yüzlerce konferanstan alamayacağım faydalı şeyler aldık bugün seher vaktinde.
Suat hocama misafirdim. Komşusunu bana anlatmıştı. Birlikte sabah namazına gidiyorlar. Sohbet ede ede..! Ve hatta kitap okuya okuya; Bayram ağabey yaşlı ve çok yavaş yürüyor.. Suat’ta kitap okuyor.. Riyazü’s Salih’ini telefondan okuyarak bitirmişler..! Maşallah, barekallah..! Dostuma söyledim; böyle bir komşu dünyalardan daha kıymetlidir..! Bayram ağabey yaşlı dediysek öyle şikayet eden yaşlılardan değil, İslam tarihini okuyor, 5. Ciltte (15 ciltlik, gazeteden alınmış vaktiyle..!)
Gözleri iyi görüyor, çok dikkatli ve zihni capcanlı..! Komşuyu, cemaati, mahalleyi takip ediyor..! Ancak kalp zikirde, dil zikirde, eli tesbihte.. hal bu; tam bir İslam aşığı..! Ara ara ilahiler: “… Arifi sena eyleme zikri de inkar eyleme…” Birçok meşrepten istifade etmiş sonra bazı yanlışlar görmüş hepsini bırakmış ancak sağlam kulpu; Kur’an ve sünneti bırakmamış. Müslümanları seviyor, güzel yaşayanları takdir edip örnek gösteriyor ve yine duruyoruz; bak burada Ahmet adında çok sağlam bir Nurcu kardeş oturuyordu. Çok sağlamdı çok..! Vefat etti. Ondan sonra çocukları bu dükkanı rafizi birine kiraya verdiler..! Ben buradan bir şey almam. Müslüman dikkat edecek neyi nereden aldığına. Kolay mı? Bu din rahat gelmedi bugüne..! Dikkat edeceğiz gardaşım..! Hz. Hamza boşuna mı şehit edildi ve daha niceleri..!
Şimdi imamlar emekli oluyor. Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) emekli oldu mu ki bunlar emekli oluyor, izinli olduğunda cemaate gelmiyor, olur mu böyle..? Olmaz Bayram ağabey diyoruz ve yolumuza devam ediyoruz. Gözü yaşlı bir müslüman. Camii çıkışında dikkat ettim, gözyaşı yanağından süzülüyordu..! Dua istedik mevzu duaya geldi.. birgün önümü bir anne ve kız kesti bize dua et dediler. Anne kapalı, kızı açık ve tırnaklar ojeli. Olmaz dedim, böyle dua edemem. Bak sen tesettürlüsün bu kız niye tesettüre girmiyor ki? Şöyle böyle bahaneler..! Yaşlı amca net, zerre şüphe yok..! Dostum Molla Osman’dan biri dua istemişti, o da bize yardımcı olun; farzları yapın, kebairi terk edin, ki dualar tesir etsin inşallah. Hacı Bayram ağabeye bunu anlattım. Evet, bende böyle diyorum. Acaba dua isteyen anne-kız anlamış mıydı Ağabeyi..? İnşallah anlamıştırlar..!
Bayram ağabeyin karşısına Suatların da alt katına bir abla taşınıyor, mücerret kalmış, iyi bir insan, 50’li yaşlarda. Müslüman ancak tesettürü yok..! Bayram ağabeyden kaçar mı? Kaçmaz. Pasta ve tesettür için gerekli şeyleri alıyor ve eşiyle birlikte komşuyu ziyaret; beli bükülmüş haliyle..! İşte kahraman..! Olmaz diyor gardaşım OLMAZ; sadece kendini kurtarma peşinde olmayacaksın..! Birilerinin en az birinin elinden tutup camiye götüreceksin. Haklısın Bayram Ağabey diyor ve geçenlerde Kutlu’nun Nur isimli hikaye kitabından okuduğum sözü aktarıyorum: “Kurtulmak için kurtarmak lazım.” Evet, kurtarmak lazım..!
Uzaklarda aramaya gerek yok. Değer ölçülerimize göre kendimizi ihya edersek KAHRAMANLARI GÖREBİLİRİZ her yerde azda olsalar..! Dua istedik, ellerini öptük. Onlarda dua istediler. Böylece bir seher vakti daha geçmişti ama dünyalar kadar ilim-irfan-hikmet birikimiyle..! Rabbim! Hacı Bayram ağabey ve tüm ihtiyarlarımıza sıhhat versin, onları ve cümlemizi ele ayağa düşürmesin inşallah.
seyfullah yiğit
(5 Eylül Pazar, Merkez/Malatya).