Gerek ülkemizde gerekse yurt dışında Müslüman fert ve toplulukların ifa ettiği sayısız güzellikler ve örneklikler vardır. Peki bu güzellikler neden görülemiyor. Sorun şuradan kaynaklanıyor kanaatimce: Müslüman bir idarecinin, bilim adamının, tüccarın, mühendisin, tabibin, öğretmenin ve çiftçinin kaydettiği başarılar onun maddî/mesleki kimliğine bağlanırken maruz kaldığı başarısızlıklar ve olumsuzluklar dini kimliğiyle irtibatlandırılmaktadır. Eski bir şair bunu ne güzel ifade etmiş:
وإذا تكون كريهة أُدعى لها وإذا يُحاس الحَيْس يُدعى جندب
(Nahoş bir iş olunca beni imdada çağırırlar, Güzel bir yemek olunca Cündeb’i çağırırlar!)
Biraz daha özelleştirerek söyleyelim: Mesela ülkemizde veya herhangi bir İslam ülkesinde bir idareci muazzam başarılara imza attığında kimsenin aklına söz konusu şahsın İslami kimliğine atıfta bulunmak gelmez. Ama aynı şahıs İslamla yakından-uzaktan alakası olmayan, tamamen beşerî zaaf veya tembellik eseri olarak başarısızlıklar gösterdiğinde üst perdeden “neden Müslümanlar böyle” türünden eleştiriler yapılır. Bunu söylerken eleştiri yapılmasın, demek istemiyoruz.
Eleştirinin yanlış vasıflar üzerinden yapıldığını söylemek istiyoruz. Örneğin “neden falan Müslüman/müslümanlar başarısız” yerine “neden falan idareci”, “falan tüccar başarısız” şeklinde eleştiri yapılmalı. “Müslüman” vasfı ilave edilerek yapılan eleştiriler -farkına varılmadan da olsa- başarısızlıkta “Müslümanlığın” bir dahli varmış gibi bir çağrışım taşımaktadır. Bunun da isabetsiz bir yaklaşım olduğu açıktır.