(Her insan bir dünyadır. O dünyanın açılıp inkişaf etmesi için dokunmak gerekir. İşte, Siirt MTO talebesi Fatih Yıldırım ağabey de o güzel dünyalardan biridir. Bu güzel dünyanın ‘yazı’ anlamında açılmasına Samsun MTO temsilcisi Muharrem Kartancı ağabey vesile oldu. Fatih Yıldırım ağabey, 31 Ağustos Perşembe-3 Eylül Pazar arası Bitlis’te gerçekleştirilen MTO Fuat Sezgin Kampına katılım gerçekleştirip gözlemlerini yazdı. Buyurun efendim…)

Sosyal medyada takip ettiğim Çorum, Aksaray kamplarındaki güzellikleri görünce, son fırsat olan Bitlis kampını kaçırmamam gerektiğine inandım. İnanmanın fiiliyata yani amele dönüşmediği müddetçe kimseye bir katkısı olmuyor, yola çıkmaya niyetlendiğim an itibariyle zihnim dünyevi problemler üretmeye başladı.

Hakikat yolunun engelleri çoktur; yol uzun, makalede yazmıyorsun zaten, bu kadar yol, yorgunluk vesaire gibi bir sürü engeller… bu tür düşüncelerle savaşırken yıllar önce okuduğum ya da duyduğum bir takım sözler gözümün önüne geldi. Kamplar bir hakikat inşası için bir savaş meydanı gibidir, savaş meydanlarında cephe dışından da katkı verebilirsin. Kampta makale yazanların yanında nefes almak, onları desteklemek için uçak biletimi gece saat 4’te aldım.

Kampa gelenleri Mücahit abi, kendi öz kardeşlerini ağırlar gibi bir ağırlama gayreti içindeydi. Olağanüstü bir fedakarlık sergiliyordu Mücahit abi. İlk günden güzel bir ilgiyle karşılanmıştık Bitlis’te. Mustafa kardeşin destek ve içten ilgisi de görmemezlikten gelinemezdi. Akşam yemeğinden sonra tanışma programı vardı. Tanışmak derken sözde değil en içten, insanın iliklerine kadar hissedebildiği, bir ‘samimiyet’ vardı.

40 yıldır birbirileriyle yaşayan insanlar gibiydi herkes. Farklı şehirlerden gelmiştik. Düşüncelerimiz farklıydı. Ancak ortak bir gayemiz vardı: İslâm Medeniyetini Yeniden Diriltmek. MTO şemsiyesi altında toplanmak bence ‘fedakarlık’ ve ‘dert’ gerektirir. Liseli, üniversiteli, memur, emekli, esnaf bu kadar kişiyi Bitlis’e getiren de, bu dertti.

Tanışırken talebelerin gözlerinin içine baktığınızda ‘geçmişini unutmadan’ yeni bir dünya tasavvuru, medeniyet inşasının azmini görmek mümkündü. Makale sunacak kardeşlerimizin heyecanlı bekleyişleri ile program başladı. Liseli Mehmet Kayan kardeşimizin sunumunu dinlerken ‘yeniden umutlarımız’ yeşerdi. Allah(cc) cümlesini nazardan muhafaza etsin, hakikat yolunda muvaffak kılsın.

Mücahit abinin insanı uykusundan uyandıran, derdine dert katan, sisteme ‘meydan okurcasına’ sunduğu makale, nasıl dert dolu bir hocanın tedrisatı rahlesinde ders aldığının ispatıydı! İnsan kendi kendine sormadan edemiyor. Salondakileri değişik illerden buraya getiren etken nedir? Sadece ‘hakikatin yükselmesi’ hususunda yolda olma gayretidir.

Cumartesi günü gerçekleşen gezi programında bölgede bulunan Abdurrahman Gazi ve Feyzullah Ensari hazretlerinin türbesine ziyaret yapıldı. Harabe şehir, Selçuklu Mezarlığı ziyaretlerinde hissiyatımızın harabeye dönüştüğünü anlıyor insan.

Birbirinden gönlü güzel MTO talebeleri makale sunumu akşamında ‘Tatvan Sahilde’ ‘hakikat’ adına neler yapabilirim diye dertlenmeye devam ettiler… MTO talebelerinin ne pahasına olursa olsun kampa katılmalarını tavsiye ediyorum.
Katılmayanın çok şeyler kaçırdığına belirtmek isterim.

Şikayet etmeden ‘engeller’ aşılmalıdır! Yazıyı yazmaya teşvik ettiği için Muharrem abiye, Seyfullah kardeşime çok teşekkür ederim. Tüm MTO talebelerinin nefsi ile mücadelesinde Rabbimizden muvaffakiyetler diliyorum.

Vesselam…

Fatih Yıldırım

Share:

administrator

1988'de Bingöl'de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini memleketinde tamamladı. Çankırı'da Uluslararası İlişkiler Bölümünü okudu (2009-13). İstanbul Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisansını tamamladı (2014-16). İstanbul Ticaret Üniversitesinde aynı bölümde başladığı doktora programını yeterlilik sınavına girdikten sonra bıraktı. Ticaret ve ziraat'le iştigal etmektedir. Evli ve üç çocuk babasıdır. Oku-mak için OKULLU olmaya gerek olmadığına inanmaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir