Hayat, neşe ve hüzünlerin birlikte yaşanarak aktığı bir nehir misali… en nihayetinde kabire dökülüyor oradan da ebedi hayat: Cennet ya da Cehennem. Cennette bulaşabilecek hayatları yaşabilmeyi nasip etsin Allah Teala cümle ehli imana.
Çorum’a geldiğimde yağmur yağdırılıyordu. Çorum bizi bereketiyle karşılayacağını gösterdi. Ama hüzünde vardı, ondan bihaberdik. Bizleri karşılamak için Çorum’a gelen İstanbul MTO ekibinden İnsel Balcının babası dünya sürgününü tamamlamıştı. Dolayısıyla programımızda ufak değişiklikler oldu. Yusuf hocamız, Kırıkkale’de İnsel Balcıyla buluşarak cenaze için Isparta’ya gitmişti.
Bizler şuna inanıyoruz; ehli iman inşallah cennete gidecek ve bizlerde imanla göçtüğümüzde sevdiklerimizle orada bulaşacağız. İnsel Balcının babası güzel Müslümanmış Yusuf hoca öyle şahitlik ediyor, dolayısıyla ehli necattır; cennetliktir inşallah. Ardında bıraktığı evladı da inşallah onun hayır defterini açık tutacak ve dünya sürgününü tamamladığında biricik pederiyle buluşacak ve buluşsun inşallah.
Bizler… işte böyle birer birer göçen güzel insanların sayısı artsın ve her taraf güzel insanlarla dolsun diye aslında Çorum’dayız. Ve burada birçok güzelliğe şahitliktik etmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Daha önce online tanıştığım Mehmet Kaya, Mehmet Kertmen ilk yüz yüze ilk tanıştığım ancak sanki yıllardır tanıyormuşum gibi hissettiğim arkadaşlar…
Kamp için geldiğimiz bu şehirde birbirinden güzel ama sadece güzel değil ÇOK GÜZEL MÜSLÜMANLAR tanıdım. Hangi birinin ismini yazayım ki..? Elhamdülillah… Çorum Belediyesi harika bir organizasyon yapmış. Hiçbir sıkıntı yok. İlgililer… çok samimi, çok mütebessim ve çok nazikler… hepsini çok sevdim.
Otobüsle Oba olarak adlandırdıkları kamp alanına gittik. Şehir merkezine yakın, tepede; şehir manzaralı şirin ve serin bir yer… çadırları kurmuşlar… eğitim çadırları… etkinlik çadırları… ok atma yerleri… müthiş..! İskilip Dolması yedik, harika bir yemek. Hikayesi çok güçlü. Osmanlı askerleri buradan geçerken bu yemeği yapıp yemişler. Akşamdan yemeği kazanlara koyuyorlar 8-10 saat et ve pilav pişiriliyor. Harika bir yemek oluyor. Sirkeli cacıkta rahat sindirilsin diye yanında yeniliyor. Çorum’da düğün dernekte bu yemek misafirlere ikram edilir. Yemeği ikram eden kardeşler… abiler… sanki evlerinde misafir ağırlıyorlar gibi, o kadar ilgili o kadar samimiydiler…
Yemek sonrası akşam namazını cemaatle eda ettik. Büyük çadırın önünde ateş yakıldı. Büyük kazanlarda çaylar yapıldı. Kamuran hocamız halka şeklinde toplanan talebelere sohbet havasında zihin açıcı bir ders yaptı. Çaylar yudumlanıyor. Ateş rüzgarla raks ediyor, Kamuran Hoca da derin meseleleri anlatıyor…
Tekrar büyük çadıra girdik. Güzel oyunlar oynadık. Yusuf Kaplan Hocanın sözlerini gruplar şeklinde kısa oyunlarla oynadık. Haklarını teslim etmeliyim en iyi oynayanlar: Burak abi, Yusuf abi ve Muharrem abiydi. Taha, Ahmet Arif ve Mehmet Kaya kardeşler de çok iyiydiler. Çok güzel insanlar tanıdım. Hepsi birbirinden güzel… onlarla birlikte bizde bir parça güzelleştiğimizi hissettik.
Kapanışı yapmadan önce okunan şiirler çok güzeldi. Bütün bu güzelliklerin hepsi bir yarım günde gerçekleşti ve henüz bitirmedim güzellikleri… Obadan otobüsle inerken Ahmet hocayla (Çorumlu) sohbet ettik. Gayretli ve cins bir hoca. Kapıda sohbet ettik epey. İçeri girdim, bizim güzel gençleri gördüm; Ahmet Arif, Taha, Mehmet Kaya, İbrahim ve filozof Ahmet (böyle diyorum ben ona) … yatsıyı camide kılmaya gidiyoruz sende gel dediler, gençleri seviyorum, hele bu gençleri daha çok seviyorum, olur dedim gittik. Namaz sonrası yolda (saat gecenin 12’si) bir motorlu sürücü durdurdum. Bizler kamp için buraya geldik. Size zahmet bir fotoğrafımızı çekebilir misiniz, hakkınız helal edin. Güvenlik görevlisi bir abiydi. Mesaisi bitmiş evine gidiyordu. Motorunu kenara bıraktı, büyük bir ihtimamla epey bir fotoğrafımızı çekti, teşekkür edip geceyi sonlandırdık. Evet, Çorum’daki ‘Tarih Felsefesi ve İbn-i Haldun’ kampımızın birinci günü genel olarak bu güzellikler geçti…
(Devamı var inşallah…)
Burası Mısır mı? 5 Kasım Salı’yı, 6 Kasım Çarşamba’ya bağlayan gece Mısır’ın güney şehirlerinden olan…
Neden Mısır? Hikayesi olmayan bir şey var mı diye sormama gerek yok, çünkü her şeyin…
(Prof. Dr. Metin Yiğit hocamızın kaleminden çok önemli ve insaflı bir yazı…) Yaşadığı zamanın Taftazanisi ve Seyyid…
(MTO Akademik Yaz Kamplarının ilki olan Erzincan Kampını, MTO Erzurum Erkek Talebe Temsilcimiz Hüseyin Albayrak…
(Prof. Dr. Metin Yiğit kaleminden…) Batılı inkarcılar ve onların fonladığı çevreler yaman bir çelişki içerisindedirler.…
Samsun’da ikamet eden Samsun Medeniyet Tasavvuru Okulu (MTO) Temsilcimiz Muharrem Kartancı hocamız, memleketi İskilip…