Kaplumbağa

‘Yunus Emre: Aşkın Yolculuğu’ dizisinin bir bölümünde Taptuk Emre, Molla Kasım’la yola çıkar bir gün, Kasım’ın halasını ziyaret için. Daha evvelinde dergaha konuk olan kaplumbağayı yollarının üstünde görürler. Şeyh efendi, kaplumbağaya ‘sahip efendi’ der ve bunu da şöyle açıklamıştır; Kaplumbağa uzun yaşar, bir nevi zamanın sahibidir, bu sebeple ‘sahip efendi’ diye çağırıveririm.

Sahip efendiyi kene ısırmıştır ve bunun farkına varır şeyh efendi. Dergahta kaplumbağanın ensesindeki keneyi bıçakla çıkarır. Böylece uzun yaşamasının önündeki engel kaldırılır. Bu sebeple Kasımım bir bak hele ensesinde bıçak izi var mıdır der. Evet, vardır der Molla Kasım. Kaplumbağa yavaş yavaşta olsa yürümüş ve dergahtan uzaklaşıp buralara kadar gelmiştir.

Şeyh Efendi, Kasımım, kaplumbağa neden uzun yaşar bilir misin der ve anlatır. Çünkü haris değildir. Acele etmez. Ve halinden razıdır, şikayet etmez. Mutlak bir teslimiyet içindedir. Bu sebeple onun zamanı genişler, bereketli olur. Yani büyüklerin dediği; hırs, sebebi hasarettir sözü doğrudur. Hırs eden nice sultanlar gelir de geçer, ancak teslim olmuş kaplumbağalar ayakta kalır…!

Kaplumbağalara herkes neredeyse hayatında bir kez de olsa rast gelir. Ancak yırtıcılardan hırslı olan arslanlara rastgelinmez belgeseller dışında. Kaplumbağayı canlı görürüz de ders almayız. Hatta bazen hakir görür yoldan kenara kabaca atarız. Ama o bütün dinginliğiyle zaman nimetinin aslında nasıl kullanılması gerektiğini bize söyler de biz anlamak istemeyiz. Öte yandan arslanlar bütün o güçlerine rağmen hırsı bırakmadıkları ve dolayısıyla kaplumbağa gibi teslim olmadıklarından her yerde dolaşamazlar ve pençelerine rağmen kaplumbağa gibi emniyet ve huzur içinde yaşayamazlar.

Geçenlerde bir belgeselde izledim. Beş erkek arslan kardeş av peşinde koşa koşa bir insan topluluğuna rast gelir ve onların sürülerine zarar verdiklerinden insanlar tarafından öldürülürler ve ancak biri sağ kalır, o da arslan araştırmacısı tarafından bayıltılarak daha güvenli bir bölgeye taşınır. Arslan insan gibi olmadığı için ölümü bilmez. Geçici olarak kardeşlerinden ayrılması onun kurtulmasına vesile olmuş ve hala da kükreyerek kardeşlerini çağırır durur…!

Kaplumbağa ise heryerde kimsenin etlisine sütlüsüne karışmadan yoluna gider. Yolu gideceklere kaplumbağadan daha güzel örnek var mıdır? Tevekkül, kanaat, teslimiyet hepsi kaplumbağada ve bu sebeple Şeyh Efendi, ‘sahip efendi’ der ve doğru da söyler…

Share:

administrator

1988'de Bingöl'de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini memleketinde tamamladı. Çankırı'da Uluslararası İlişkiler Bölümünü okudu (2009-13). İstanbul Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisansını tamamladı (2014-16). İstanbul Ticaret Üniversitesinde aynı bölümde başladığı doktora programını yeterlilik sınavına girdikten sonra bıraktı. Ticaret ve ziraat'le iştigal etmektedir. Evli ve üç çocuk babasıdır. Oku-mak için OKULLU olmaya gerek olmadığına inanmaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir