Hukukla-yasa arasındaki ilişki eksik girişimcilik ilişkisidir. Yani yasal olan her şey hukuki olmadığı gibi hukuki olan her şey de yasal değildir. İdeal olan ise yasaların hukuka ve fıtrata uygun olmasıdır. Fıtrata aykırı bütün düzenler ve düzenlemeler er ya da geç çöp olmaya mahkûmdur.

Günümüz dünyasında yasalarla fıtrat/hukuk arasındaki mesafe gittikçe artmaktadır. Mesela 18 yaşına varmayan ama akıl/bâliğ olan kimselerin iradeye dayalı evlilikleri yasaktır. Ancak aynı yaş aralığındakilerin evlilik dışı beraberlikleri yasal açıdan hiçbir mahzur barındırmamaktadır.

Hatta 20’sinde evlilik bile utanılacak bir durum haline gelmiş bulunmaktadır. Bu manzara bilime/realiteye dayandığını ileri süren modern hukuk/yasalar açısından tam bir tenakuzdur. Zira bilim realiteyi ve fiili durumu esas alır. Dolayısıyla bilime dayanan düzenlemelerin akıl-bâliğ olanların evlilik dışı beraberliklerini suç saymadığı gibi evlilik dahilindeki beraberliği de suç saymaması gerekirdi.

Ancak bugün yasalar ve modern konjonktürün etkisinde şekillenen zihinler dolaylı/dolaysız olarak şunu söylüyor: “18’ine varmadan bile olsa iradeye dayalı cinsel deneyim yaşayabilirsin ama bunu evlenerek yapamazsın. Yaparsan çocuk istismarcısı olarak yargılanırsın.” Bu yaklaşım, çağdaş insanlara nizamat vermekle yetinmemektedir.

Hatta hızını alamayıp anakronizme düşme pahasına tarihteki evlilikleri bile yargılamaktadır. Bütün bu gayretlerin nihayetinde gayri meşru ve gayri insani hayatı teşvike matuf olduğu açıktır. Zira hedefe giden meşru yolları kapatmak gayri meşru teşebbüsleri artırmaktan başka işe yaramaz.

“Müminler arasındaki ahlâksızlığın yaygınlaşmasını isteyenlere dünyada ve âhirette can yakıcı bir ceza vardır.” (Nur-19).

Hasbünallah ve ni’mel-vekil.

Not: Bu kısa ve öz yazıyı, Prof. Dr. Metin Yiğit (İslam Hukuku alanında ihtisas sahibi), kendi whatsapp durumunda paylaşmıştı. Çok hoşuma gitti, burada paylaşmak istedim.

Share:

author

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir