Categories: Serbest Yazılar

MUHABBET DOLU NURLU BİR GÜN..

Birkaç gün önce telefonum çaldı. 2013’te Diyarbakır’da Nur medresesinde 8 ay birlikte kaldığım Enes kardeş arıyordu. Kısa bir hal hatır sormadan sonra Bingöl’ün Solhan ilçesine kardeşlerle Marifetullah derslerini okumaya geldiklerini ve beni de görmek istediklerini ifade etti. Nazik ve samimi bir davette bulundu Enes kardeşim. Cuma günü inşallah olur dedim ve bugün de nasip oldu elhamdülilah.

Akşamdan, Cuma günleri Solhana ticari servis yapan Ubeyullah abiye beni de almasını söyledim. Namazdan önce Solhan’da medreseye vardım. Kardeşlerle kahvaltımızı yaptık, güzel sohbetler ettik, biraz okuma yaptık ve Mahmut Aras abi’nin köyüne, onun davetiyle (Yiğitharman Köyü) Cuma namazını kılmaya gittik. İmanın verdiği bir şey olsa gerek; daha önce hiç görmediğim kardeşlerle samimi bir ünsiyet oluştu aramızda. Kısa süren yolculuğumuzda da kar nimeti üzerine tefekkür ettik. Muazzam bir neşveyle ve yine mazzam bir şevkle ekserisi üniversite talebesi pırlanta gibi kardeşlerle bayramımızın mücessem hali olan Cuma namazını eda etmeye gidiyoruz.. daha ne olsun..??

Her tarafı kar tanelerinin ittifakıyla oluşturduğu o eşsiz beyaz örtü kaplamış!! Her şey tek bir örtüye bürünerek her şeye muktedir olanın her şeyi ama her şeyi bembeyaz örtülere küçücük kar tenelerinn ittifakıyla nasıl da suhuletle ve de intizamla kapladığına harikulade bir şekilde şahitlik ediyorlar ve bu şahitliğe TEK MUHATAP OLABİLECEK İNSANI da davet ediyolar.. TEKBİR.. ALLAHÜEKBER…

Köye vardık. Mezarlığa baktım. Ağaçlara baktım. Kadim bir koku hissettim. Odun ateşiyle yanan sobanın etrafında namazı kıldık. Çayımız geldi. Köyün yerlileriyle sohbet ettik. Mahmut abi, Erhan kardeş ve köyün iki yaşlısıyla sohbet ettik. Köyün tarihi üzerine büyüklerinden edindikleri bilgileri bizlerle paylaştılar. Hissetiğim koku da haksız olmadığımı öğrendim. Samimi, sıcak ve huzur dolu bir sohbet oldu. Sobanın kuzinesi yoktu, olsaydı belki sıcak patates de olurdu.. Mahmut Aras abi, neşeli, sevimli, yapıcı ve ehli hizmet bir ağabeyimiz. Doğduğu evi Enes kardeşe gösterirken, araya girip; Enes, Mahmut abi senin gibi şehir çocuğu değil dedim.

Yiğitharman Camii’nde Mahmut abi ve Ali abi’den sade ama derin bir Nur sohbeti dinledik. Marifatullaha iştiyakımız daha bir kamçılandı. Neşvemiz neşve taşdı, gönlümüz muhabbet doldu. Köyden Medresetü’z Zehra’ya geldik. Köylü ablaların yaptığı yöresel yemeğmiz zerbetleri, çorba ve salatayla bu medresede yedik. İslam ilimlerinin tahsil edildiği bu fıtri manzaralı medreseyi Mahmut abi, muhabbet dolu ihvan ekibine gezdirdi. Çaylar içildi. Risale-i Nurun mahiyeti üzeine sohbetler yapıldı. Mahmut abi anlatıyor; Pakistanlı meşhur bir alim, neden Nurlarla daha önce tanışamadığı için tatlı bir sitemde buunup şöyle demiş; alim, talebe, avam herkesin Nurlara ihtiyacı var, kalbimde oluşan boşluğu Nurları okuya okuya giderdim demiş.

İkindi namazını eda ettikten sonra Enes kardeş bize bir yer okudu ve yine firak zamanı geldi. Kendilerinden ayrıldım ama içim huzur ve umut dolu bir şekilde.. Müderris Molla Muhammedin arabasıyla Solhan merkeze geldim, genç hocayla numara alışverişi yapıp mütebessim bir şekilde tekrar görüşmeye niyet ederek ayrıldık.

Kalender bir esnaf abiye selam verdim. Biraz sohbet ettik. Günümü anlattım. Mütedeyyin olan abimizin de hoşuna gitti. Güzel insanlarla birlikte olmanın, hayırlı işler yapmanın üzerine sohbet ettik. Oradan genç bir imamla kahve içtik, günümün faydalı meyvesini onunla da paylaştım. Sonrası Ubeydullah abilerle geri dönüş yolu.. yolda onlarla da gördüğm güzellikler üzerine sohbet ettik. Dua ettiller; Allah Teala, iyilerin sayısını artttırsın diye. Amin.

Muhabbetli gün henüz bitmedi sevgili dostlar.. daha önce belirlediğimiz üzere arkadaşlarla akşam namazı sonrası Merkez-Bingöl’de Muhittin Usta’da ‘İslami Yeniden Doğuşun Meseleleri’ üzerine kitabımızı müzakere ettik. Çok güzel geçti. Ve nihayeti, yine, haftalık, Yasir kardeşle ev dersi olarak devam ettiğimiz ‘Asâ-yı Mûsa kitabının yedinci meselesiyle’ verdik elhamdülillah.. Enes kardeş, vedalaşmadan önce; sen yine bu akşam bir şeyler yazarsın bugünle ilgili dedi ve dua hükmünde kabul olduJ

Selam ve dua ile..

Seyfullah Yiğit

1988'de Bingöl'de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini memleketinde tamamladı. Çankırı'da Uluslararası İlişkiler Bölümünü okudu (2009-13). İstanbul Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisansını tamamladı (2014-16). İstanbul Ticaret Üniversitesinde aynı bölümde başladığı doktora programını yeterlilik sınavına girdikten sonra bıraktı. Ticaret ve ziraat'le iştigal etmektedir. Evli ve üç çocuk babasıdır. Oku-mak için OKULLU olmaya gerek olmadığına inanmaktadır.

Recent Posts

KUR’AN TİLAVETİNİN BAŞ ÜLKESİ MISIR’A SEYAHAT…

Burası Mısır mı? 5 Kasım Salı’yı, 6 Kasım Çarşamba’ya bağlayan gece Mısır’ın güney şehirlerinden olan…

3 hafta ago

KUR’AN TİLAVETİNİN BAŞ ÜLKESİ MISIR’A SEYAHAT…

Neden Mısır? Hikayesi olmayan bir şey var mı diye sormama gerek yok, çünkü her şeyin…

1 ay ago

MAKBUL ŞAHSİYETLERİN AYKIRI GİBİ GÖRÜNEN SÖZLERİNE DAİR..

(Prof. Dr. Metin Yiğit hocamızın kaleminden çok önemli ve insaflı bir yazı…) Yaşadığı zamanın Taftazanisi ve Seyyid…

2 ay ago

ERZİNCAN KAMPI

(MTO Akademik Yaz Kamplarının ilki olan Erzincan Kampını, MTO Erzurum Erkek Talebe Temsilcimiz Hüseyin Albayrak…

4 ay ago

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR..

(Prof. Dr. Metin Yiğit kaleminden…) Batılı inkarcılar ve onların fonladığı çevreler yaman bir çelişki içerisindedirler.…

6 ay ago

İSKİLİPLİYİM BEN…

         Samsun’da ikamet eden Samsun Medeniyet Tasavvuru Okulu (MTO) Temsilcimiz Muharrem Kartancı hocamız, memleketi İskilip…

11 ay ago